The Grungy

The Grungy’i ilk defa Ayaküstü Lezzetler‘in şu bölümünde duymuştum. İlgili bölümü izlediğimden beri bu mekana iki defa şans verdim, ikisinde de hayal kırıklığına uğradım.

The Grungy, 2017 senesinde eski bir reklamcı olan Alex Dekesoğlu tarafından kuruluyor. Dekesoğlu ve eşi, dünyanın çeşitli bölgelerinde bir sürü burger tadıp, Sinan Hamamsarılar falan izliyorlar ardından da, ya biz bu işi yaparız diyip, The Grungy adlı burger restoranını açıyorlar. Kısacası, “kendi eşsiz burgerlerini” yaratıyorlar. So far so good.

Füme Antrikotlu Cheeseburger

Gelgelelim, hiçbir şey mükemmel değil, The Grungy’nin burgerleri hiç değil. Yaklaşık 2 sene önce Bağdat Caddesi şubelerini ziyaret ettiğimde aklımda kalan tek şey burgerlerinin çok kuru olduğuydu ve hiçbir özel yanının olmadığıydı. Örneğin, “Özel Grungy Sos” dedikleri sosun “biraz tatlı biraz ekşi” özelliği, dünyanın en tipik burger sosu tadı olabilir. Yani, Calve’nin Burger Sosu’ndan hiçbir farkı yok.

Füme Antrikot Cheeseburger’de bütün olarak bir tat eksikliği var. İyi bir şey yiyeceğini düşünüyorsun ama o haz bir türlü gelmiyor. Arada kalmış hissediyorsun kısacası. Geçtiğimiz günlerde Nişantaşı şubelerine gittiğimde hissettiğim tam olarak buydu.

Aynı hissiyatı, ballı burgerlerinde ve keçi peynirli burgerlerinde de hissettim. Ardından keşke, The Grungy yerine Barto’s’a gitseydik diye düşündük.

Şimdi, buradaki asıl sıkıntı nedir, biliyor musunuz? Yazının girişinde bahsettiğim arkadaşların realitenin sınırları dışında, abartılı yorum yapmaları.

The Grungy, üçüncü seferi hak etmiyor.

Lezzet: 5
Fiyat: 5
(Füme Antrikot Cheeseburger 340 TL, bugünün kuru ile (31,71) 10,72 USD.
L’ambiance: 5

Yorum bırakın