Çocukluğumun tükürük köftesi artık yok, ama nostaljisi bile yeter.
Biz Kırklareli-Vizeliyiz. Yani, annem ve babam orada büyümüşler, orada tanışmışlar. Daha sonra da Türkiye’nin başka birçok ilinde yaşamışlar: İzmir, Mardin, Ankara gibi. Ağabeyim keza, ergenlik döneminin bir kısmını Vize’de geçirdi. Benim ise sadece (yanılmıyorsam) üç yıllık bir dönemim Vize’de geçti; 3 yaşından 6 yaşına kadar olan bir süre olarak düşünebiliriz. Yaşamla ilgili hatırladığım ilk anlar bu döneme denk geliyor ve köfte de hatırladığım ilk şeylerden biriydi.
Vize, nüfusu küçük ama tarihi büyük bir şehir. Bizans’ın eski kalesi, padişahların batı seferlerindeki ilk mola yerlerinden biri ve Kırım Hanlarının kaybedenlerinin sürgün yeri. Küçük bir şehir olduğu için haliyle lokanta sayısı da bir hayli sınırlıydı. Macır (Vizelilerin ya da Trakyalıların kullandığı şekilde) Hasan’ın lokantası bu yüzden oldukça önemliydi. O dönem lokantada alkol de tüketilebiliyordu ve halk tarafından oldukça rağbet görüyordu. Rahmetli babam da köftesine bayılırdı. Vize’de olduğumuzda eve tam ekmek arasında köfte alır, Vize’den uzakta olduğumuz dönemlerde ise bayram günlerinde mutlaka uğrardık.

Macır Hasan’ı hayal meyal hatırlıyorum. Hafif çekik gözler, beyaz bir ten, kel bir kafa… Tam bir Tatar fenotipine sahipti anlayacağınız. Tezgâhın üzerinde, koca bir tepsi içinde köfte yoğurduğunu hatırlıyorum. Babamın söylediğine göre uzun bir süre köfteyi yoğurur ve dinlenmesi için en az bir gece bekletirmiş. Tabii yoğururken arada tükürüğüyle ıslattığı çıplak ellerini kullanırdı (hence tükürük köftesi).
Macır Hasan’ın köfteleri yumuşak, orta derece sulu ve lezzetli olurdu. Şimdiki Kırklareli Köftesi’ne yakın bir formu vardı, anlayacağınız. Ancak Macır Hasan’ı sanırım 2003-2004 yıllarında kaybettik. Mekân da oğullarına kaldı. Tabii o ustalık ya da nasıl diyelim, el lezzeti, eskisi gibi olmadı. “Ne eskisi gibi kaldı ki?” deyip romantizme kapılmak istemem ama biraz öyle.
Geçtiğimiz aylarda iki defa ziyaret ettim. İlkinde öğleden sonra olduğu için ızgaranın performansı daha iyiydi; köfte de daha lezzetliydi. İkincisi ise sabahın zannedersem ilk köftesiydi ve pek zevk almamıştım.
Ama yolunuz Vize’ye düşerse hâlâ denenebilir; İstanbul’daki birçok köfteden daha iyi.

Lezzet: 6.5
Fiyat: 8 (yukarda fiyat bilgisini paylaştım, 1 porsiyon köfte 220 Lira)
L’ambiance: 7